Sorumsuzların sorumsuzluklarının sorumluluğu
Tele1 Televizyonunda,bir programda genç bir delikanlı zannediyorum Erkan Baş’a şöyle bir serzenişte bulundu; İyi de sokağa hiç çıkmıyor, Hep ekranlardasınız.
Tele1 Bugün sadece bir gazete, soyut bir televizyon kanalı değildir. Tele1’in bugün üstlendiği şey geçmişten gelen devrimci birikimle oluşturulmuş kökü mücadeleden, Devrimci gazetecilik anlayışıyla oluşturulmuş, Türkiye’nin en güçlü muhalefet organıdır.
Birçok siyasi parti, örgüt vs.den daha etkili üstelik ayakları yere basan, bedelini ödeye ödeye Faşizme karşı direnen bir bir Gazetedir. Çok ciddi bir izleyici okur kitlesi vardır.
Yarın siyasi parti, hareket oluyoruz deseler ciddi bir örgütlülüğü ortaya çıkaracakları açık.
Tele1 kendi gibi, iktidar odaklarına, faşizme, gericiliğe karşı mücadele eden herkesi Solcu, sağcı, muhafazakâr ayırmadan televizyonlarına çıkarıyor, konuşturuyor, seslerini duyuruyor. Hatta propaganda imkânı bile veriyor.
Özellikle keskin solcular, Burası televizyon kanalıdır daha ölçülü olalım, Faşizm var, ağzımızdan çıkana dikkat edelim demeden veryansın ediyor ve bu sorumsuzluklarının bedelini o televizyon ekranına yapışmış, Gerçek haber almak için çırpınan okurlar, izleyiciler ve o kanalda çalışan emekçiler ödüyor.
Karartma ve ağır para cezaları artık katlanılır gibi değil, neredeyse Kanalın bütün gelirleri adeta ipotek altına alınmış gibi. İktidar Tele1’i susturmak, etkisizleştirmek adına RTÜK sopasını kullanıyor.
Sorumsuzluk mu meseleyi doğru kavrayamamak mı ?
Sosyalist olduğunu iddia eden bir partinin vekili Diyanet ‘i kaldıracağız der mi? Kaldıracağın şeyin yerine ne koyacaksın? Sosyalizmi bilen biri üstelik sosyalizmin doğasına aykırı olan bu tür sözleri eder mi? Plehanov’u mezarından kaldıracak sözler etmenin ne mânâsı var.
Sovyetlere gidin gezin, görün orada en iyi korunan yapılar kiliselerdir. Sovyetler ve SBKP dini ortadan kaldırmaya yönelmediler çünkü literatür Kültür devrimi diyor. Ne yaptılar? Din’in insanlar üzerindeki egemenliğini kırmaya yöneldiler, başaramadılar, Papa’nın bir parmak işaretiyle Koca SSCB ve etrafındakiler domino taşı gibi devrildiler.
Peki neden? Çünkü Kültür devrimi yolundan sapılmıştı.
Burada ne oluyor?
Popülizm; yani salla gitsincilik. “kestimeden komunizm’e yolculuk.”
Sosyalist olduğnu iddia eden bir partinin genel başkanı biz iktidara geldiğimizde Kim nerede oturuyorsa onun olacak der mi? Sosyalist devlet te bireyin mülkü mü vardı? Ne varsa kamunun malıydı. SSCB anayasası Bütün mülk Sovyet halkının ortak mülküdür der.
Bu tür partilerin sokakta karşılığını hepimiz biliyoruz. Sokaklarda yapamadıklarını maalesef Ülkemizin direne direne, ağır bedeller ödeyerek oluşturulan televizyon kanalında yapıyor, çekip gidiyorlar, bedeli kimin nasıl ödediğini görmek isteyenler lütfen Televizyonlarını açıp Tele1 kanalına baksınlar.
İktidar televizyonlara çıkıp konuşanlara değil cezayı Televizyona kesiyor.. Sebep gayet açık.
Sonuç ; her zaman olduğu gibi yine karartıldık. Dükkânı kurtardığımıza şükreder olduk.
Faşizme , gericiliğe karşı adate bir mevzi oluşturmuş olan Tele1 ve onun genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yayındayız.
Sokağınsesi gazetesi
Hasan Balcı