Şaban İba :Karl Marx’ın 141. ölüm yıldönümü

205
Karl Marx’ın 141. ölüm yıldönümü
Marx, Prusya Krallığı’na bağlı Trier kentinde 7 çocuklu Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak 5 Mayıs 1818’de Karl Heinrich Marx adıyla dünyaya geldi. 13 yaşına kadar evde eğitilen Marx, Gymnasium’dan mezun olduktan sonra, 17 yaşında hukuk okumak için Bonn Üniversitesi’ne kaydoldu. Bir yıl sonra babası tarafından daha saygın bir üniversite olan Berlin’deki Friedrich-Wilhelms Üniversitesi’ne gönderildi. 1841’de “Demokritosçu ve Epikürcü Doğa Felsefesi Arasındaki Farklar” isimli teziyle doktorasını verdi.
1843 Ekim ayında Paris’e giden Marx, 28 Ağustos 1844 tarihinde Friedrich Engels ile tanıştı. Böylelikle Marx’ın hayatının en önemli dostluklarından biri başladı. Marx’la tanışmak için Paris’e gelen Engels, 1842 yılında Marx’ın çıkardığı R. Zeitung gazetesinin ofisinde bir kez karşılaşmışlardı.
Engels, Marx’ın çalışma alanlarını işçi sınıfının durumu ve iktisat konularına yoğunlaştırmasında yönlendirici oldu. 1844 Elyazmaları’nda bunun ilk örnekleri yer aldı. Marx’ın Elyazmaları, temel olarak kapitalizmde insan emeğinin, yabancılaşmasının olgusal analizini içeriyordu.
Ocak 1845’te Marx ve arkadaşları Paris’i terk etmeye zorlanınca Marx, Engels’le birlikte Brüksel’e geçti. Marx bundan sonra kendini Alman İdeolojisi’nde temellerini attığı tarih çalışmasına ve tarihsel materyalizm görüşüne adadı. Bu görüşün temel savı “İnsanların varlığını belirleyen onların bilinci değil, tersine onların bilincini belirleyen toplumsal varlığıdır” belirlemesi bu görüşün temel teziydi.
1847 yılında Pierre-Joseph Proudhon ve Fransız sosyalist düşüncesine bir eleştiri ve cevap niteliği taşıyan Felsefenin Sefaleti’ni yazdı. 21 Şubat 1848’de ise, Marx ve Engels’in en ünlü çalışması Komünist Manifesto yayımlandı.
1848 yılı Avrupa’da köklü devrimlerin baş gösterdiği bir yıldı. Marx yakalandı ve Belçika’dan sınır dışı edildi. Radikal hareketlerin Fransa’da güçlenmesiyle Marx tekrar Paris’e davet edildi ve geri dönerek devrimci hareketlere tanıklık etti.
1849 yılında tekrar Almanya’ya dönen Marx, Köln’de Neue R. Zeitung gazetesini çıkarmaya başladı. İki defa mahkemeye verilmesi ve gazete üzerindeki baskıların iyice artması üzerine Marx Paris’e döndü. Aynı yılın Mayıs ayından itibaren ömrünün sonuna kadar kalacağı İngiltere’ye iltica ederek Londra’ya yerleşti.
Parasızlıktan ve kötü yaşam koşullarından dolayı politik ekonomi üstündeki çalışması çok ağır ilerlemesine rağmen 1857’de sermaye, özel mülkiyet, ücretli emek ve devlet üstünde 800 sayfalık çalışma yaptı.
1858’de çalışmalarını Grundrisse’de topladı. Politik iktisat alanındaki ilk kapsamlı çalışmasını 1859 yılında yayımlanan Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitabı ile yaptı. Adam Smith ve David Ricardo’nun iktisadını tartıştığı Artı-Değer Teorileri 1862-63 arasında yazdığı el yazmalarından oluştu.
Bu iki çalışma Kapital’in taslaklarını ve çeşitli bölümlerini içerdi. 1867’de dev çalışması, kapitalist üretim sürecini analiz ettiği Kapital’in ilk cildini yayımladı. İkinci ve üçüncü cildi üstünde çalışmalarını sürdürürken, bu ciltler ölümünden sonra Engels tarafından tamamlanarak yayımlandı.
Birinci Enternasyonal Kongresi’nin düzenlenmesinde aktif olarak görev alan Marx, kongrede Mikhail Bakunin önderliğindeki anarşist sol akım ile ciddi fikir ayrılıkları ve çatışmalar yaşadı.
1872’de gerçekleşen Lahey Kongresi’nde Bakunin’in, Marx’ın fikirlerini “otoriter” olarak değerlendirmesiyle iki grup arasında büyük çekişmeler yaşandı. Sonunda Bakunin ve anti-otoriter çevreler kongreden ihraç edildi.
Paris Komünü sırasında yaşananlar, Lahey Kongresi’ndeki fikir ayrılıklarının da önemli bir bölümünün kaynağı oldu. Bölünme Marx’ı da derinden etkiledi ve Fransa’da İç Savaş broşürüyle Paris Komününü savundu.
Marx, 1875’te yayımlanan Gotha Programı’nın Eleştirisi devrim stratejisi, proletarya diktatörlüğü, kapitalizmden komünizme geçiş ve işçi sınıfı partisi konularını ele aldı.
Bu kitapta, “Herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre” prensibinin komünist toplumun sloganı olması gerektiğini beyan etti.
Marx hemen hemen bütün hayatını kıt kanaat geçirdi, yokluk peşini hiçbir zaman tam olarak bırakmadı. Engels, Marx’ın en büyük maddi destekçisi oldu.
Aralık 1881’de eşi Jenny’nin ölümünden sonra Marx’ın da sağlığı bozuldu, son on beş ayını “Katar hastalığı” ile geçirdi. Bu hastalık bronşit ve plöreziye yol açtı ve Marx, 14 Mart 1883 tarihinde hayatını kaybetti.
Engels mezarı başında şöyle demişti: “14 Mart günü gelmiş geçmiş en büyük düşünür düşünmeye son verdi. Markx’ın gidişiyle birlikte hem Avrupa’nın ve Amerika’nın militan proletaryası hem de tarihsel bilim ölçülemez bir kayıp yaşamıştır!”
Marx öldüğünde uyruksuzdu. Londra’daki mezar taşının üst bölümünde “Komünist Manifesto”nun son cümlesi büyük harflerle yazıldı: Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!
Alt bölümünde ise Feuerbach Üzerine Tezler’in 11. bölümünün sonunda yer alan: “Filozoflar dünyayı, yalnızca, çeşitli şekillerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir!”
Marx’ın dev eseri Das Kapital, 2008 yılında düzenlenen uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nda en çok satılan kitaplar sıralamasında en önde yer aldı. 2009 yılında ise BBC tarafından yapılan “Bin yılın en büyük düşünürü” online anketinde Marx, ilk sırada gösterildi.
Şaban İba