Yazdan Kaya : Boykot

427

 

 

BOYKOT

 

Ortaçağ kilisesinin hapsolduğu, skolastik felsefeyi Referenz alan zihniyetle günümüz dünyasında ülkemizi, eğitimden başlayarak tarikat ve cemaat örgütlerinin sarmalında temayüz etmiş ruhban sınıfının karanlık ve kirli zihniyetinin hegamonyasına teslim etmek isteyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlıkla protokol yapan Cihannüma adlı derneğin kurucusu çıktı.

 

İnsanların inançları üzerinden örgütlenme biçimi geliştiren tarikat temelli tüm siyasetler; Başta özgür

akıl ve temel insan hakları olmak üzere, bireysel iradeyi özümseyip onu yok etmek üzere varoluşunu biçimlendirmiştir. Çağdaş değerler ve STK gibi kavramlar üzerinden geliştirdikleri tüm retorikleri takiyeden ibarettir. Amaçları hurafeyle, cehaletle, biatla, bidatla, taassupla iğdiş edilen genç dimağların, düşünme ve sorgulama yeteneklerini yok ederek; onları bu şer örgütlerinin, her istediğini yapacak, türlü operasyonlara açık kurşun askerlere dönüştürmektir.

İçinden geçtiğimiz şu günlerde ne yazık ki cumhuriyet kazanımlarına açıktan cephe açılmış olduğunu

hepimiz çok net şekilde görüyor ve izliyoruz….

Rejime ve ATATÜRK’e sahip çıkan insanlar ilzam ettirilerek, bu yönde toplumsal kanıksamanın sosyal psikolojik tekniklerini işleterek yeni mevziler kazanıyorlar.

İşlerini belli bir sıraya göre ve algı yönetiminin imajlara dönüştürülmüş öğretileriyle yapıyorlar.

Bunun için de önce rejimin kulağını, fare gibi üfleyip uyuşturarak yediler. Sonra dilini ve beynini kemirmeye başladılar, asla da yılmadılar! Rejime sahip çıkan herkesi susturarak,toplumsal kanıksamanın, sosyopsikolojinin tekniklerini kullanarak; her gün yeni mevziler kazandılar ve en sonunda sıra ATATÜRK’e kadar geldi!

 

Direnmekle, Sızlanmak arasında fark vardır.

 

Sızlanmak; demokratik kazanımlarını, kaybetmiş ya da hiç sahip olamamış yığınların vaveylasıdır ve yaptırım gücü olmayan etkisiz gösterilerdir.

Direnmek ise kurumların hukuk

zeminin de şekillendirildiği; devlet olgusuna sahip çıkmış bilinçli toplumların itiraz geliştirme yöntemidir.

Etkin mücadele yöntemlerini hedefler ve yapılan haksız, hukuksuz uygulamalara geri adım attıracak cürete sahip örgütlü güce haizdir.

Pasif ve edilgen aktüel siyaset, ne irade geliştirebilir ne de itiraz edebilir.

Sadece beylik söylemlerle; toplumun dinamiklerini, kendine benzeterek pasifize eder!

Parlamentoya tahvil edilen egemenlik iradesi, geri alınmalı. Bunun için de siyasetin kurumsallaştırılması ve müessese algısına itiraz edilip; hayatın içinden farkındalıklarla ve örgütlenmelerle ses yükseltilmelidir….

Beraberce direniş; ortak cesaret ve buna bağlı olan isteş bir fille tecelli eder.

Artık bu iş sadece sistem partilerinin idarei maslahatçı cılız ve sonuca ulaşamayacak olan muhalefet terennümlerine bırakılmayacak raddeye gelmiştir.

Etkin bir yol bulmalıyız. Kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyeti, cehlin cüretine, bağnazlığın demokrasiyi taklit eden hakimiyetine karşı etkin bir yöntemle savunmalıyız.Barikat oluşturmalıyız.

Çünkü Barikat iktidara karşı halkın sınırıdır.

Muhalefetin amacıda, hakim siyasetin uygulama ve politikalarıyla; toplumun hukuksal, ekonomik edinimlerini gasp ederek bu hattı aşmasının önüne geçmektir.

Bunun çaresi ses getirecek eğlemliliktir. O eğlemi de caydırıcılığı esas alarak yapmalıyız. Zira bir

önceki kazanım, bir sonraki de yaşanacak araz için Caydırıcılık sıfır maliyetle kazanılan zaferdir. Bu da tutarlılık ve prensip gerektirir.

 

Gücünü tartışmadan ziyade kör itaatden ve baskıdan alan kökten dincilerin piyadesi ve kara maça beyi olan Milli Eğitim Bakanı; bilim, teknik, sanat ve aklın hürriyetiyle şekillenmiş uygar yurttaş bilincini yok edip; toplumu bugün bu hale getiren iktidarlarının sağladığı, karanlık ve cehaletle ulusu teslim almak istiyor. Hatta bunun için tüm cüretiyle Cumhuriyetin aydınlanmacı kazanımlarının bu halkın elinden alındığını müstehzi bir şekilde

“Uyanın artık eski Türkiye yok” sözleriyle de ifade ediyor…..

 

Hiç olmazsa artık bu söz ve uyarı üzerine uyanalım. Çünkü bugün uyanmazsak yarın şartlar daha da çetin hale gelecek!

Bunun için de yarından tezi yok bu köhnemiş örümcek zihniyetin temsilcisi Bakan Yusuf Tekin’in, ülkeyi sürüklemek istediği karanlığına geçit vermemek için onu icra makamından indirecek ondan sonra göreve gelecek olanlara da ders niteliğinde bir boykot öneriyorum.

Mezkur şahıs görevden alınana kadar çocuklarımızı, cumhuriyeti umacı gibi gösteren; bu gerici eğitim sisteminin ele geçirdiği okullara göndermeyelim ve kirli niyet sahibi softa sınıfının çocuklarımızın berrak zihinlerini bulandıracak çabalarını boşa çıkartalım.

Bu iptidai politikaları hayata geçirmeye çalışan iktidar aklının bir diğer fecaati de şudur: Çağımız, bilgi depolama ve elde edilerin bilgilerin işleme tabi tutulduğu çağdır.

Yapay zeka ile dünyada hakimiyet kurmaya yönelik ciddi yatırımlar yapılırken; Osmanlıda ve Cumhuriyette olduğu gibi 21. yüz yılda modern çağı yakalamamızı engellemenin yanı sıra, ülkeye ve islama da ihanet etmektedirler.

 

 

Telgrafhane

Uyumayacaksın

Memleketinin hali

Seni seslerle uyandıracak

Oturup yazacaksın

Çünkü sen artık o sen değilsin

Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin

Durmadan sesler alacak

Sesler vereceksin

Uyuyamayacaksın

Düzelmeden memleketin hali

Düzelmeden dünyanın hali

Gözüne uyku giremez ki…

Uyumayacaksın

Bir sis çanı gibi gecenin içinde

Ta gün ışıyıncaya kadar

Vakur metin sade

Çalacaksın.

 

 

1952

 

Melih Cevdet Anday

 

Son olarak şunu söylüyorum; Melih Cevdetin yukarıda ki dizelerinde de söylediği gibi uyumayalım diyorum. Uyuyanları da uyandırmak için demokratik protesto hakkımızı kullanarak kitlesel BOYKOT KARARINI, tüm yurt genelinde hayata geçirelim diyorum!

 

Yazdan Kaya